Merhabalar tekrardan.
Yazıma geçmeden önce hazırlıklarımı yaparken sevgili Işıl ablam uğradı kendisi eşimle bizi tanıştırıp evlendiren ve çok sevdiğim bir abla. Tabi benim için bu kadar önemli biri gelince kahvelerimizi de çok sevgili arkadaşım Özlemin bana yolladığı fincanlarda kahvemizi içtik ve yanında tabi ki Mevlana şekeri :)
Tekrar çok ama çok teşekkür ederim Özlem :)
Dün ailenin erkeklinin bize geleceklerinden bahsetmiştim.
Abim birde misafir getirmişti . Düşünün toplamda 5 erkek ve ben tekim.
Koşturmamı siz hayal edin.
Mangal yakmayı planlıyordum ama istemediler. Kızartma istediler.
Tamam dedim. Malum kızartmayı da erkenden hazırlayamıyorsunuz. Abim gelirken de mantı getirmişti İstanbuldan gelirken. Ev mantısı ama gerçekten çok lezzetliydi.
Birde benim şöyle bir sorunum var. Bizim evimiz eşimin ailesine ait yani bizim. 2 katlı üst katta biz oturuyoruz. Ama ev eski yalıtım yok. çatı aktarılacak v.s. üstelik oturduğum oda ve mutfak batıya bakıyor. Düşünün öğlenden itibaren güneş almaya başlıyor ve ben o sıcakta mutfakta boğuşuyorum. Artık nerelerimden ter aktı siz anlayın :)
Neyse belki içerler diye çorba yaptım. Tabi içilmedi.
Yola çıktıkları zaman aradılar bende ona göre hazırlıklarımı planlı yaptım.
Meze olarak patlıcan yoğurtlaması , kabak boranı , çoban salata ve börülce salatası yaptım.
Yemek olarak pirinç pilavı , patates kızartması, biber kızartması ve kuru köfte.
Tabi o koşuşturma içinde hazırladığım tabağın fotoğrafını çekemedim :(
Ama beni görseniz ağlardınız herhalde :)