BERFİN 8 AYLIK

Merhabalar...

Haziran geldi yaz geldi dedik ama maalesef kandırıldık :))

Saka saka bir ay sonra çok arayacağız bu serinlikleri .

Yazıyı okumadan önce kocaman bir MAŞALLAH...

Berfin 8 aylık . Aslında biraz geç bile kaldım eşimin işi bu aralar çok yoğun ve malum artık büyüdük ve kıpır kıpır tek başına oyala , çek derken çook zor oldu.

Daha çok geciktirmeye gerek yok dedim. Dün çektim. İyi ki çektim dünkü güneşli hava da bile ışığı çok iyi kullanamadım. 

Bu arada 8 ay çekimimizi babamıza ve Galatasaray'a özel çektik :)

Çok istediğim gibi olmadı ama hiç yoktan iyidir diyorum. 

Evet bu ay neler yaptık. 

Yavaş yavaş oturuyoruz. Başka bebekler 6 aylıkken bile oturabiliyor ama ben hiç acele etmiyorum. her bebeğin yapısı farklı. 

Birde şöyle bir durum var. Berfin bildiğiniz gibi 2-3 hafta erken geldi dünyaya yani Berfin 8 aylık olmuş olsa da aslında 7,5 aylık. içeride tamamlaması gereken zamanı tam olarak tamamlamadığı için bunu dışarıda tamamladı. Ve doğal olarak bazı şeyleri biraz daha geç yapıyor. 

Belki de babaya çekmiştir hafif tembelizdir :)))

Ek gıdamız tam gaz devam ediyor. BLW yöntemi kullanıyorum. Biraz zor ve meşakatli bir dönem ama inşallah meyvesini alacağım. 

Tek gıda macerası yaşamış olanlar bilir her gün yemeklerini taze taze pişirip acaba yarın ne yapsam diye düşünmek biraz fazla zamanımı alıyor ama dediğim gibi karşılığını alacağım imşallah. 

Bunun için ayrı bir yazı dizisi hazırlayacağım. ve tabi ki tariflerimle beraber. 

Bugün ki menümüz. 

muzlu omlet

havuçlu patatesli taze fasulye

havuçlu mercimek çorbası

meyvelerimiz de var tabi ki.

Geri geri emekliyoruz. Pek sırt üstü durmak istemiyoruz yüzüstü dönüyoruz. 

El çırpıyoruz. Özellikle şarkı duyunca. En ufak melodide göbek atıp oynuyoruz :)

Utanmasa kapı gıcırtısına oynayacak. 

bazen dalga geçiyorum Yen

Yenidoğanlıyız olacak o kadar diye. 

İzmit'i bilmeyenlere biraz açıklayayım. Yenidoğan'ı E-5 ikiye bölüyor ve biz yolun altında oturuyoruz yolun üstü ise daha çok şen şakrak Roman vatandaşlarımızın oturduğu alan. 

İstanbul'un Sulu kulesi gibi diyelim.

Şikayetcimiyim asla. Bence dünyanın en rahat, en eğlenceli ve gamsız insanları. 

Çocuk toprağından oynak yani :)

Dişerlimizin çıkmasını bekliyoruz eli kulağında bekliyoruz.

Günler su gibi akıp gidiyor kısacası :)

Şimdilik bizden bu kadar.