KONYA VOLUME III - FURUN KEBABI

 

 

Öncelikle dün beni geçmiş olsun dilekleri ile yalnız bırakmayan herkese çok ama çok teşekkürler:)
Şu anda çook iyiyim :)
 Çoğu yorumda Konya ve Mevlana'yı gördüğüm için ne kadar şanslı olduğumu söylüyor.
Bende buradan bir kez daha sevgili arkadaşım ÖZLEME vesile olduğu için çok teşekkür ederim.
Özlem olmasaydı ne zaman giderdim Allah  bilir.
 

Konya gezimize devam .İlk gün inanılmaz dolu geçti.

Dün size Mevlana Müzesinin fotolarını paylaştım.

Aslında pek çok şey hakkında bilgi vererek paylaşımda bulunmak istiyordum ama malum hasta olduğum için istediğim gibi olmadı.
Ama kısa bir özet geçmeden olmaaaz.

Öncelilke tadilat dolayısı ile müzenin çoğu bölümü kapalıydı.
Sanırım Şeb-i Aruza yetiştirilmeye çalışılıyordu.
Gezdiğimiz yerleri hep resimledim.
Ama fotoğraflamanın yasak olduğu bölüm yani türbelerin olduğu bölüm.
Allahım inşallah bir kez daha nasip eder de giderim.
Nasıl bir duygu yoğunluğu nasıl bir güzellik.
Ölümün nasıl güzel bir şey olduğu Hakka kavuşmanın nasıl güzel bir şey olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz.
Türbelerin önünden geçip de duygulanmamak ağlamamak imkansız.
Hele ki Mevlana ve babasının türbeleri.
Derler ki
"Oğlu ilimde hak yolunda kendini aşmış olduğundan ölüyor, yanına defnedilince baba sandukasıyla onun ayakucunda ayağa kalkmış. Hala öyle dururmuş, kıyamete kadar"
Doğrumudur bilinmez ama türbeler bu şekilde tasvir edilmiş ve çok güzeldi.
Türbeler bitiminde Yasin kitapları vardı. Nasıl mutlu oldum az daha kalabilmek için hemen aldım ve aklıma kimler geldiyse hatta gelmeyenlere bile ve tabi i kendime okuyup yolladım...
Ve yine çok güzel ve mübarek bir şey vardı.
Peygamber efendimizin bir kaç tel sakalı.
Cam bir muhafaza içerisindeydi ve her yanında iki delik vardı.
Eğilip kokluyorsunuz ve Allah başka bir şey demiyorum :)

Mevlana Müzesinin sağ tarafında Furun Kebabını çook güzel yapan bir yere götürdü Özlem bizi.

Bizi diyorum çünkü Irmakcığım da bizimle beraberdi.

İnanılmaz bir lezzetti.

 

Et çok lezzetliydi .Keşke o lezzeti de size aktarabilsem :)

Ezmesi biber turşusu , soğan salatası ve olmazsa olmazı yoğurdu.

Ortaya da etli ekmek söyledi Özlem ama esas etli ekmek bu değil yarın yiyeceğiz dediler:)

Şimdi sizi bu lezzetle ve tarihçesi ile baş başa bırakıyorum :)

 

 

Furun Kebabı Tarihçesi

 

Furun kebabınin çıkış ve uygulama adına net tarihi bilinmese de eski tarihsel ve sanatsal kitaplarda yer verildiği üzere eskiye dayandığı bilinmektedir. Selçuklular zamanından kalma ve şu anda müzelerimizde sergilenen değerler arasında Furun Kebabı pişirme malzemelerinin, bakır kazanların olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde Mevlana müzesinde mutfak kısmındaki gereçler arasında gene furun kebabı malzemelerine rastlamak mümkün. Konya'da bilinen en eski furun kebap ustası ise Konya da ''gazyağçı'' lakabıyla bilinen rahmetli ustamızdır.1930 lu yıllara kadar ise furun kebapçılar sadece yaz mevsiminde faaliyet gostermiştir. Nedeni ise kış mevsiminde merkeze köylü kesimin gelmemesi ve yeterli iş imkanının olmamasıdır.Buna binayen kış mevsimlerinde kebap fırınları kurabiye simit üreterek geçimini sağlamaktaydı.