TARIK BUĞRA - SİYAH KEHRİBAR

 

Evet yine Pinnucianın etkinliği için bitirdiğim bir kitap .

Aslında dün bitti ama ancak bugün paylaşabildim.

Eskiden türk yazarları okumayı hiç sevmezdim.

Kitaplar sürükleyici gelmez.

Cümlelerin sonu gelmezdi.

Sanırım bu birazda çocukluğumda hep bilim-kurgu okuduğumdan kaynaklı olabilir.

Yani hayal gücümüz öyle bir gelişiyorki normal romanlar çok basit geliyor bize :)

 

Kitap ile ilgili yorumlarıma başlamadan önce bu bölümü özellikle okumanızı istedim .

Çapulculuk ile ilgili belkide ilk adımı atıp yazan kendisidir.

Bu arda kitabın ilk baskısı 1955.

Tarık Buğra tebrik ederim seni :)

Bu kitap bütün ÇAPULCULARA gelsin....

 

Bu kitap Tarık Buğranın ilk kitabı imiş.

Beğenen kadar beğenmeyende var.

Başka bir kitap daha okurken 5 günde bitirmişim ki bence çok iyi bir zamanda bitirmişim.

Hikayenin ana kahramanı bir türk.

Yalnız burada dikkatimi çeken türk karakterin ismi hiç bir yerde yok.

Yani kendisi isimsiz bir karakter.

Yoksa benmi gözden kaçırdım ???

Kısaca ben beğendim. Merakla kendini okutturdu.

Arada bir cümleler uzar gibi oldu ama yıllar önce yazılmasına ve ilk deneme olmasına vedim.

 

Vay be ilk kez bir kitap hakkında bu kadar yorumda bulunuyorum.

Demek ki gerçekten iyimiş :)

 

Bu arada kendisini rahmetle anıyorum ve türk edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı kendisine içtenlikle teşekkür ediyorum....

 

Tarık Buğra nın ilk romanı. Rahmetli Mümtaz Turan bu eser için Tarık Buğra nın burada iddiasız görünüşüne rağmen büyük bir tezi, Yirminci asrın hüznü dediğimiz hastalığı ele aldığını sanıyorum. Günümüzün trajedisi romandaki maceralara bir fon müziği gibi baştan sona refakat ediyor. diyor