Ne desem bilemedim. Şu anda son okuduğum ve bitirdiğim kitap.
Yani artık benim her gün, hatta günde bir kaç kitap paylaşımıma katlanmayacaksınız
Umarım istikrarlı gider ve günü gününe yazabilirim de bir daha bu kadar yığılma olmaz :)
Agatha teyzem yine muhteşem bir iş çıkartmış.
Bu yıl hep Poirot kitaplarından okuduğum için, açıkçası hep bir yerden çıkacak diye bekledim ama tabi ki öyle olmadı.
Bu sefer kahramanımız Anne. Babası Arkeolog olan Anne, babası öldükten sonra yapayalnız ve neredeyse beş parasız kalır. Avukatı onu yanına alır. İş bulmaya çalışır Anne ama o aslında bambaşka bir şeyler istiyor. Heyecan ve hayatına renk gelmesini. Yıllarca babasıyla toprak kazıp fosil aramak ve hep yaşlılar ile zaman geçirmekten bıkmıştır.
Ve bir gün metro'da o heyecan ve macera onu bekliyordur.
Önünde duran adam birden Anne dönünce gördüğü şey karşısında irkilir ve geriye doğru giderken raylardan aşağıya düşer ve hayatını kaybeder. Anne şaşırmıştır. Adamın ondan korkmadığını bilir çünkü aslında ona bakmamıştır. O sırada insanlar adamı yukarı çeker ve Anne'in arkasından biri gelip doktor olduğunu söyleyip, düşen adamı muayene eder. Anne adamın tavırlarından çok şüphelenir ve Anne için macera başlar.
Londra'dan Güney Afrika'ya uzanan bir macera .
Aşk, Cinayet, hırsızlık ve daha neler. Kısaca Agatha Christie kitabından ne ararsanız her şey var :)
Kahverengi Elbiseli Adam
Agatha Christie
Altın Kitaplar
272 sayfa
Anne Beddingfeld, babasını kaybettikten sonra Londra'da yaşamaya karar verir. Ve günün birinde, içinde her zaman var olan macera tutkusu, Hyde Park'ın köşesindeki metro istasyonunda yaşadığı bir olayla canlanır. İstasyondaki bir adam rayların üstüne düşerek ölmüştür. Ama ne var ki olay göründüğü gibi değildir. Anne, kaza olmadığına inandığı olayın peşini bırakmaz ve elindeki tek ipucuyla “Albay” olarak da bilinen katilin asıl kimliğini ortaya çıkarmaya çalışır. Ancak bilmediği şey Albay'ın da onun peşinde olduğudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder