Sayfalar

26 Oca 2015

ZÜPPE / OKUDUM 3


Günaydın...
Kış okuma şenliği içim okuduğum bir kitap daha.
Arkadaşlar kitap okuduğuma şaşırıyorlar . Daha doğrusu nasıl okuyabildiğime. 
Şöyle söyliyeyim arkadaşlar. 
Berfinle yeri geliyor saatlerce emişiyoruz.
Bir koltuğa çivilenmiş vaziyette olunca yapabileceğiniz şeyler çok az oluyor. 
Film yada dizi izlemek .
Telefonla oynamak.
Kitap okumak.

Film ve dizi izliyorum tabii ama o da sıkıyor insanı.
Telefonla hamileyken bile çok oynamıyordum. Hatta mümkün mertebe yakınımda bile tutmuyorum. Hatta evin içinde telefonun sesi ya tamamen kapalı yada kısık  da. 
Geriye sadece kitap okumak kalıyor. Aslında Pınarın etkinliği bir nevi motivasyon aracı oluyor. 
Artık çoğunuz biliyorsunuz son dönemde yaşadığımız hastalıkları. Kafamı dağıtmak için okumaya daha çok sığınıyorum sanırım. 
Zaman zaman cümleleri kaçırıyor, anlayamıyor olsamda okuduğumu , okuyup gidiyorum :)
Bu arada sizi ziyaret edemesem de uğrayıp yorum yazarak burada, yanımda olduğunuz hissettirmeniz benim için çok özel :)
Sizi seviyorum..  

Gelelim kitaba. 
Hikaye kitabı . Doğal olarak karakterler kurgu. Ama beni en çok güldüren şey isimler. Olur da okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. 
Hikaye kitabı ama içinde aşk , entrika, dürüstlük her şeylerde var. 

Zehra Yiğit
Züppe
Bileşim Yayınları
96 sayfa
 ( 100 sayfa olarak gözüküyor ama bende 96 sayfaydı. Boş sayfaları da sayıyorlar ????)
2/4

"Vicdan ne yaptığını bilmek olsa gerek, başkasının neye müstahak olduğunu bilmek değil. Tabi işler böyle yürümüyor, canı acıyan can acıtmanın bedelini hesabından düşebilir mi?"

"Daha çok vicdan, daha iyi olmak demek değildir; yanlış anlaşılmasın. Lüzumsuz bir vicdan içten kemiriyordu onu. Tabi bu onu daha kötü de yapmaz. Çatalın sivri tarafını tutarak yemek yer gibidir böyle insanların ruhu, hem yara bere içinde kalır, hem doyuramaz karnın... Çünkü ayıptır, keskin, sivri, incitme ihtimali olacak kısmı kendinden başkasına doğru tutmak." "Gizemli tavrının merak uyandıracağını düşünmüyordu bile, çünkü o anda bir başkasının yakasını ne olursa olsun rahatça bırakacak kadar çok sızlıyordu vicdanı. Kendisinin yakası da öyle rahat bırakılır diye düşünüyordu. Ağrıyan yürek sadece kendisinindi ama o anda nasıl bilsin. Tek gördüğü kendi yüzü, ateşin rengi, yer yer siyahtan koyu bir is, karanlık ve tahammül edemediği bir aptallıktı. Aptallık hatırasında bir suret bulmuştu, ateş renginde bir suret. Gün mü çok vicdanlıydı, Fin mi çok düzenbaz?"

Daha önce çeşitli öykü dergilerinde öyküleri yayınlanan, Ömer Seyfettin Öykü yarışmasında derece alan Zehra Yiğit'in bu, "Hiçbir Şey Yapmayan Adam"dan sonra yayımlanan ikinci öykü kitabı.

3 yorum:

  1. Ne güzel kitap okumayı hiç atlamamız lazım , bende emekliyim vaktim bol bol okurum diyordum olmadı şimdi geçen yıldan beri her ay 1 kitap okuma ödevi verdim kendime, gayet iyi gidiyor.. sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. İnsan okumak istesin, bulur elbet zamanını değil mi? Toplu taşıma da ayakta giderken bile, düşüp düşmeme arasında savrulup kitap okumaya çalışan bir ben değilim. :)
    Sevgiler, bebişe de sana da.

    YanıtlaSil
  3. Biz de seni seviyoruz Gülay :)))
    Ayrıca yeni annelik döneminde böyle kitap okuyanı ben daha önce görmedim kendi etrafımda! Bravo! :D

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...