Sayfalar

13 Mar 2014

OKUDUM 2014 / 17 VE SERZENİŞ

Herkese günaydın.
Yine üzgün zamanlar yaşıyoruz.
Pek çok blogger arkadaş duygularımızı sözlü yada sözsüz ifade ettik.
Benim söylemek istediğim tek şey bazen bu olanlardan dolayı insan olduğum için utanıyorum.
Biliyorum utanması gereken ben değilim ama utanıyorum.
Ama umutluyum da her şey değilecek.
İnsanlar artık at gözlüklerini çıkartmaya başladı.
"Allah korkusu var onlarda" diyenler bile artık bir daha onlara oy vermicez diyorlar.
Sadece zaman lazımdı yıllarca koyun gibi güdüldük. Rahmetli Aziz Nesinin dediği gibi. Atesist olduğu için pek sevilmezdi ama nasıl vizyon sahibi olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladılar.
Ki bu onun tercihi onu bu düşünce için yargılayacak tek varlık yaradan biz değil.
Önemli olan çoğu insanın görüp bildiği şeyler karşısında susarken o susmuyordu.
Kusura bakmayın kitap postu olacaktı bu ama artık bu ülkede masum çocukların ölmesine yada öldürülmesine tahammülüm yok.
Buna dur diyecek bu ülkeyi bu karanlıktan çekip çıkartacak bir insan evladı yokmu ????
Ama artık vaad istemiyoruz.
Her gelen vaad etti ama kaşı gözü ayrı oynadı.
Allahtan hakkımızda hayırlısını istiyorum.
Artık bu ülke bir yanlış seçim daha kaldıramaz. Artık bittik.
Ülke ekonomisi berbat durumda.
Ortadirekt yok artık bu ülkede inanmıyorum.
Her zaman şükrettim halimize ama olmuyor arkadaşlar göz göre göre bizimle dalga geçilmesini kaldıramıyorum.
Bizden bir örnek vereceğim.
Eşim 10 - 11 yıldır çok büyük bir fabrikada çalışıyor.
Her yıl vergi rekortmeni olan bir fabrika.
Çalışanları için hiç bir sosyal etkinlik motive edecek bir şey yok.
Üstelik bu ülkede enflasyon ne derece hepimiz biliyoruz gelen zamlardan artık o kazıkların bize girmesi için yer kalmadı.
Ama eşimin çalıştığı fabrikada % 5 olarak görünüyor enflasyon. Çalışanlar enflasyon oranında zam alıyor.
İnanın ağlancak halimize gülüyorum.
Eşimin fabrika da çalıştığını duyan insanlar hemen "oooooo" diyorlar sonra maaşını duyunca şok oluyorlar. Eminim çoğu inanmıyordur bile.
Haydi bizi boşverin orada çalışıp 2-3 çocuğu olup onları okutup bir yandan kira veren aileler var.
Biz böyle bir ülkede yaşıyoruz.
Ama çoğu zaman bunları görmezden geliyoruz.
Bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyoruz.
Ama öyle değil artık gözümüzü açalım lütfen.
Bu düzene sadece kendi ve çevresinin cebini pardon ayakkabı kutularını dolduranlara bir dur diyelim.
Çok doluyum artık burada patlamam lazımdı.
İçimde biriken çok şey var.
Benim sözlerim ne kadar etkili olur bilmem ama hepimizin sesi çıkarsa işte o zaman etkili oluruz.

Artık kitaba geçelim....


Yılın biten 17. kitabı.
Bu ara bol bol kitap okuyorum. 
Üstelik serinin son kitapları ister istemez elinizden bırakamıyorsunuz. 


Her şey yedinci kapıyla alakalı. 
Herkes yedinci kapıyı arıyor.
Kapı kimi için bir felaket kimi için hakimiyet.
Acaba hangisi.
Büyük bir savaşın eşiğindeyiz.
Labirent'te şimdiye kadarki en büyük savaş başlamak üzere.
Kahramanlarımız savaşa engel olabilecekler mi ?
Her şeyi düzeltebilecekler mi ?
İki halk birbirini tamamen yok mu edecek yoksa beraber mi çalışacaklar ???
Bunu öğrenmek için kitabı yada daha doğrusu kitapları okumanız gerekecek :)
Güzel bir seriyi bitirdim . 
Çok tatmin edici bir sondu. 
Belki çoğu kişi farklı bir son bekleyecek ama ben çok sevdim :)
Okumak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum :)

Margaret Weis & Tracy hickman
İthaki yayınları
366 Sayfa

Yedinci Kapıda, Margaret Weis ve Tracy Hickman tüm zamanların en büyük fantazya destanlarından birini güçlü ve unutulmaz bir sona eriştiriyorlar...Ölümcül şekilde yaralanan Haplo kendisini, Lord Xarın merhametine kalmış, ölümden de kötü bir kaderle karşı karşıya bulur. Xar, Haployu diriltmeyi planlamaktadır -efsanevi Yedinci Kapının yerini söylemesi için. Haplonun en karanlık saatinde, tek kurtuluş ümidi Marit, Usta Hugh ve Alfreddir.Ama bu üç kişi korkunç bir seçime zorlanmaktadır: Haployu kurtarmak için yasak Yedinci Kapıya girmeleri gereklidir. Ve eğer bunu yaparlarsa, dünyalar üzerinde korkunç bir hükümdarlık kurmak için Haployu kullanmak isteyen Lord Xarın onu bulması tehlikesi artacaktır. Aniden yaşamlarını -ve koparılmış alemlerin kaderini- bıçak sırtında bulurlar.İyi ile kötü arasındaki kıyamet mücadelesinde son perde açılmak üzeredir


11 yorum:

  1. bu kara delik ne zaman açılmaya başladı?
    60'larda mı,80'lerde mi?
    hala da aymayıp anahtar peşinde koşan,2 anahtar almak için başlayan,kayıplara doymayan yıllar boyunca mı?
    'masum değiliz hiç birimiz'
    güzel kalpli arkadaşım,sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koltuk sevdasıyla başladı. Hala onun sevdasıyla yaşayan insanlar var. Lider diyemeyeceğim benim bir liderde aradığım vasıflara sahip değiller çünkü.
      Sustuğumuz sürece masum değiliz.
      Canım benim. Senin kalbinşn güzelliği temizliği canım o.
      Çok öpüyorum.

      Sil
  2. çok haklısın canm kelimeler bulamıyorum .....can arkadasım sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Ben, seçim sonrasını aslında merak ediyorum. Üzülüyoruz, yazıyoruz veya meydanlara çıkıyoruz. O, büyük kalabalıklar gerçeği görerek mi oy verecek? Yoksa vaat edilenlere göre mi?
    Berkin'in ölümüyle sarsılan bizler yeni acılarla üzülmeye devam edeceğiz; gibi görünüyor. Dün gece yazı hazırlarken -daha yayına girmedi.- "yeni acılar yaşamayalım." diye yazdım. Sabaha, "Burak Can" ın kaybı ile Tunceli'de ki polis memurunun kalp kriziyle ölümü.
    Bilemiyorum, şaşkın, üzgün ve içimde ürpertiyle izliyorum.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah artık bunlar son olur denekten kendimi alamıyorum :(

      Sil
  4. uyansak artık yaa :)

    (bazen bana da uğra ama yaa) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bencede :(
      İlerleyen zamanda toplu olarak uğrayacam :)

      Sil
  5. oh my god! yaşıyosuuuun :)

    YanıtlaSil
  6. 2018 e kadar bu ülke karışık sonra her şey çok güzel olacak ama daha ödenecek bedellerimiz çok :(

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...