Sayfalar

31 Oca 2014

BATTLESTAR GALACTİCA


Benim gibi bilim-kurgu hastaları bu diziyi çok iyi biliyorlardır eminim.
Adama efsanesi vardı.
Ne kaptandı ama yahu :)



Aslında dizi çoktan final yaptı ve bitti.
final ile dizinin genelini kıyaslarsam benim için tam bir hayal krıklığıydı.
Şu finalleri niye bazen daha özenli yapmazlar anlayamıyorum.
Neyse haydi fanatikler aranızda izleyenler varmı??
Final hakkında sizler neler düşünüyorsunuz ???

BATTLESTAR GALACTİCA
Miğferlerindeki bir sağa bir sola hareket eden ışıkla bilimkurgu tarihinin unutulmazları arasında yerini alan Saylonlar geri dönüyor. Üstelik kendilerini geliştirmiş olarak. Artık, insanlardan ayırt edilemeyen yepyeni modelleri de var. Ve bir kez daha uzayın uzak bir köşesindeki insan kolonilerini yıkıma uğratıyor, savaş yıldızı Galactica ve yanındaki irili ufaklı gemilerden oluşan filonun peşine düşüyorlar.


80’lerin başında çocukluğunu yaşamış olanların çoğu, o parlak gümüş misali zırhları gayet iyi hatırlar. Göz niyetine miğferin ön kısmına konmuş, bir sağa bir sola doğru kayarak etrafı tarayan ışığın çıkardığı vınlamayı da. Saylonlar TV’de bilimkurgunun unutulmaz “düşman”larındandı. İnsanlığın kökünü kazımaya niyetli görünen bu robot toplumu, parlak zırhları ve vınlayan kırmızı gözleri, ustalıkla kullandıkları yarım ay biçimindeki savaş gemileriyle, insanoğlunu amansızca kovalıyordu. Her biri birer askeri makineydi ve sayıları çok fazlaydı. Hayatlarını onlardan kaçmakla ve bir taraftan da efsanevi “13. gezegen”i, yani Dünya’yı aramakla geçiren insanlar karşısında ezici bir üstünlüğe sahiplerdi. 

Kahramanlarımızın Saylonlar'dan kaçıp sağ kalma ve Dünya’ya ulaşma çabasını keyifle izlemiştik. O zaman bu zamandır, Galactica’dan ses seda çıkmamıştı. Tabii onun ve önderlik ettiği derme çatma filonun her zaman ensesinde olan Saylonlar'dan da… Ama şimdi Saylonlar geri dönüyor. Üstelik epey gelişme kaydetmiş bir hâlde. Artık o eski gümüşi parlak zırhlı “sentüryon”ların, daha atik, daha ince yapılı, kollarından silahlar ve deşici pençeler çıkarabilen yeni modelleri görevde. Ancak hepsi bu değil. Bir doktorun bile ayırt edemeyeceği şekilde, içiyle ve dışıyla insana tıpatıp benzeyen yepyeni Saylonlar da var ortada. 12 farklı model. Rahatlıkla insanların arasına sızabilen, hatta bazısı kendisinin insan olmadığını bile bilmeyen, harekete geçirilmeyi bekleyen “uykuda ajan”lar. Bu yeni Saylon’lar 80’lerin başında yaşadığımız o parlak makinelerin yaşatmadığı bir şeyi yaşatacak bize: Koyu bir paranoya hissini. 40 yılı aşkın bir suskunluğun ardından 12 gezegendeki 12 koloniye karşı ani bir saldırıya girişen Saylonlar, artık eskisinden daha karmaşık ve daha tehlikeli. Kim insan, kim Saylon, emin olamayacağız, hatta bazen, kendileri de emin olamayacaklar.

12 yorum:

  1. gülaycım hiç bilmiyorum ben hiçç:(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay olsun :)
      Ben biraz çok seviyorum böyle şeyleri :)

      Sil
  2. Çok yabancı dizi var böyle.
    :)

    Ters Düz'den sonra Kafa Dergi'ye hiç gelmediniz? Olmuyor ama... ;) valla roman yazmayı bırakacağım bu yüzden. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ters Düz benim daha çok ilgimi çekiyor ama.
      Daha başlamadın ki sen yazmaya .
      Sen yaz okunur...

      Sil
  3. En sevdiğim bilim kurgu dizilerinden ama 4. sezonu istediğim gibi olmamıştı. İlk 3 sezonun tadı yoktu. Finalde dizinin geneli kadar kuvvetli değildi bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de :(
      İzleyicilerini bayağı üzdüler ...

      Sil
  4. bunu biliyom ya biraz ama final bilmiyom.
    eski bu ya.
    :)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...